Welcome to Our Website

Almanya’nın İsrail’e borcu ödendikçe azalmıyor

İsrail’in Gazze’ye saldırılarında uluslararası insancıl hukuku ve savaş hukukunu ihlal etmesiyle ilgili suçlamalar sürerken Almanya’nın İsrail’e koşulsuz desteğinin, Holokost nedeniyle yaşadığı suçluluk duygusundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı merak ediliyor.

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Gazze’ye yönelik ayrım gözetmeyen İsrail saldırılarında hayatını kaybeden sivil sayısı hızla artarken ve birçok ülkeden ateşkes çağrıları yapılırken 12 Kasım’daki açıklamasında “(Gazze’de) Hemen ateşkes ya da uzun bir ara talebinin doğru olduğunu düşünmüyorum çünkü bu, İsrail’in, Hamas’ın toparlanmasına izin vermesi anlamına geliyor.” diyerek ateşkes çağrılarına kararlılıkla karşı çıktı.

Scholz, bu süreçteki birçok konuşmasında Filistinlilerin haklarından bahsetmezken İsrail’in meşru müdafaa hakkına vurgu yaptı, Hamas’ı “terör örgütü” olarak gördüklerini belirtti ve ülkesinin İsrail’e karşı Holokost’tan kaynaklanan tarihi sorumluluğu olduğunu ifade etti.

AA muhabiri, İkinci Dünya Savaşı sırasında 1945’e kadar süren ve milyonlarca Yahudi’nin katledildiği Holokost sonrası Almanya – İsrail ilişkilerini derledi.

Holokost’tan yaklaşık 3 yıl sonra, 1948’de kurulan İsrail’le bugünlerde “özel dostluk” olarak nitelenen ilişkilerinin başlaması 1960’lı yılları buldu.

İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler başlamadan önce, İsrail ve Batı Almanya arasında 1952’de Tazminat Anlaşmasının (Lüksemburg Anlaşması) imzalanmasıyla yerinden edilen Yahudilerin mal varlıklarının geri ödenmesi hedefleniyordu.

Parlamentoda anlaşmanın kabul edilmesiyle borç ödemesine başlayan Batı Almanya, 1965’te İsrail’i tanıdı ve böylece iki ülkenin diplomatik ilişkileri başladı.

Bu ilişkilerin başlamasıyla Almanya’nın İsrail’e ilk büyükelçisi Rolf Pauls, İsrail’de birçok Yahudi’nin protestolarıyla karşılandı.

Almanya ve İsrail, ilişkilerini ziyaretler ve anma etkinlikleri ile yavaş yavaş güçlendirmeyi amaçlıyordu ve bu kapsamda 1973’te Willy Brandt, İsrail’i ziyaret eden ilk Alman Şansölyesi oldu.

Brandt’in ardından şansölye olan Helmut Schmidt’in İsrail’e herhangi bir ziyaret gerçekleştirmediği kayıtlara geçerken, bir sonraki dönemin şansölyesi Helmut Kohl, 1982-1998’deki başbakanlığı sırasında İsrail’i iki kez ziyaret etti.

Daha sonra, 1998-2005 dönemi şansölyesi Gerhard Schröder, 2000’de İsrail’e “dost olarak geldiğini” vurguladığı bir ziyaret gerçekleştirdi.

Almanya’nın 2005-2021 dönemindeki başbakanı Angela Merkel ise İsrail’e 8 kez gitti.

Batı ve Doğu Almanya’nın birleşmesiyle, söylemlerinde “İsrail’in varoluş hakkını” vurgular nitelikte ifadeler kullanan Alman yetkililer, İsrail’in Filistin topraklarındaki işgal ve yasa dışı yerleşim politikaları konusunda ise “iki devletli çözüm” taraftarı oldu.

Ben-Gurion ve Adenauer’in “dostluk” adımları

İsrail tarafında ise ülkenin ilk Başbakanı David Ben-Gurion, iki ülkenin “dostluk” ilişkilerini başlatan isimlerden biri olarak görülüyor.

Ben-Gurion, başbakanlık yaptığı 1960 ile 1966 arasında dönemin Batı Almanya Şansölyesi Konrad Adenauer ile iki kez görüşerek diplomatik ilişkilerin temellerini attı.

Öte yandan, eski İsrail başbakanlarından Menachem Begin, Almanya ile imzalanan”Tazminat Anlaşmasına” ilişkin dönemin Başbakanı Ben-Gurion’un politikasını protesto etti.

İsrail-Almanya arasındaki ortak kabine toplantıları

Almanya ve İsrail arasında ortak kabine toplantılarının ilki 2008’de Kudüs’te düzenlendi. Bu toplantılar, sonraki 10 yılda 6 kez daha yapıldı.

Son olarak Almanya Başbakanı Scholz, 2022’deki Kudüs’e ziyareti esnasında İsrail’i ortak kabine toplantısı için davet etmişti.

Merkel’in İsrail Meclisinde Almanca konuşması

Eski Almanya Başbakanı Angela Merkel’in 2008’de, İsrail Meclisinde (Knesset) konuşan ilk yabancı hükümet yetkilisi olarak Almanca konuşma yapması, ikili ilişkilerin önemli noktalarından biri oldu.

Merkel, ülkesinin “özel tarihi sorumlulukları” nedeniyle İsrail’in güvenliğine “bağlılıklarını” vurguladığı bir konuşma yaptı.

Almanya, Holokost’tan kurtulanlara 1,4 milyar dolar tazminat ödeyecek

Nazi döneminin Yahudi kurbanları adına talepleri ele alan kurum, Alman Maliye Bakanlığı ile müzakereler sonucu zayıf ve savunmasız Holokost mağdurlarına evde bakım ve destek hizmetlerinin sağlanması için 888,9 milyon dolar ödenmesinin kararlaştırıldığını açıkladı.

Buna ek olarak Almanya’ya Karşı Yahudi Mülkiyet Talepleri Konferansına göre dünya çapında 128 bin Holokost mağduru için Hurtship Fonuna yapılacak sembolik ödemelerde 175 milyon dolarlık artış sağlandığı bildirildi.

Çeşitli plan ve programlarla Almanya’nın 2024’te dünya çapında Holokost’tan kurtulanlara ödenecek toplam tazminatı 1,4 milyar dolara yükselttiği belirtildi.

Bu yıl Almanya, Aralık 2023’te sona erecek tasarruf ödemelerini 2027 yılına kadar uzatmayı da kabul etti.

Her ek yıl için kişi başına yapılacak ödeme 2024’te yaklaşık 1370 dolar, 2025’te 1425 dolar, 2026’da 1480 dolar ve 2027’de 1534 dolar olarak belirlendi.

Öte yandan, söz konusu kurum, 2023 yılında Almanya’nın Holokost’tan kurtulanlara yaklaşık 1,2 milyar dolar ödemeyi kabul ettiğini bildirmişti.

Almanya’nın Holokost mağdurları için 1952’den itibaren yaptığı ödemelerin toplamı 90 milyar dolar düzeyinde bulunuyor, bu rakamın yeni ödemeler nedeniyle artması bekleniyor.

İsrail’in Avrupa’daki ticaret ortağı Almanya

İsrail’in Avrupa’daki en büyük ticaret ortağı Almanya ile ticaret hacmi 2020’de 5,2 milyar dolara ulaştı.

Ticari ilişkilerin yanı sıra İsrail’in Avrupa ilişkilerine etkisi açısından da önemli bir yere sahip olan Almanya, Avrupa Birliği (AB) ile İsrail arasında çeşitli anlaşmaların destekçisi oldu.

Almanya’dan Hizbullah hamlesi

Almanya, Nisan 2020’de, ülkedeki “Hizbullah faaliyetlerini” tamamen yasaklayarak, örgütün ordusu ve politik kanatları arasındaki ayrıma son verdi.

Hizbullah’ın silahlı kanadının AB’nin terörist organizasyonları listesine alınmasında rol oynayan Almanya, son dönemlerde örgütün AB’de tamamen yasaklanmasına destek veriyor.

Ursula von der Leyen’in, 7 Ekim sonrası İsrail ziyaretleri

Almanya’nın ilk kadın Savunma Bakanı olarak da tanınan Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, 7 Ekim’deki İsrail-Filistin çatışmalarının ardından zaman kaybetmeden İsrail’i destek amaçlı ziyaret eden ilk liderler arasında yer aldı.

Von der Leyen, burada İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelerek, Avrupa’nın İsrail’e desteğini dile getirdi.

İsrail halkı ve devleti ile dayanışma için bu ziyareti gerçekleştirdiğini söyleyen Ursula von der Leyen, ziyareti kapsamında, çatışmaların yaşandığı Kfar Azza yerleşim birimini de ziyaret etti.

Almanya’nın Filistin destekçilerine karşı tutumu

Almanya’nın Köln kentindeki Heumarkt Meydanı’nda da yapılması planlanan “İşgal Altındaki Filistin” mitinginin polis tarafından yasaklandığı bildirildi.

Yasağa gerekçe olarak “güvenlik durumundaki kötüleşme” gösterilirken, aynı saatlerde İsrail yönetimini desteklemek amacıyla düzenlenmesi planlanan “İsrail nefretine ve Yahudi karşıtlığına karşı durma” gösterisine ise izin verildi.

Alman polisi, İsrail’e destek gösterisi yapılacak alanda yoğun güvenlik önlemlerinin alındığını açıkladı.

Öte yandan, Almanya’da 75. Uluslararası Frankfurt Kitap Fuarı’nda, Filistinli yazar Adania Shibli’ye “Küçük Bir Ayrıntı” isimli romanıyla layık görüldüğü “LiBeraturpreis 2023” ödülünün verileceği törenin ertelendiği bildirilirken, “Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırısı nedeniyle kimsenin kutlama yapmak istememesi” ertelemeye gerekçe gösterildi.

İsrail’in Gazze’ye saldırıları dünyadan tepkiler çekmeye, uluslararası hukuku “ihlal ettiği” konusu gündemde kalmaya devam ederken Almanya’nın İsrail’e koşulsuz destek vermesinin yanı sıra ülkede Filistin’e destek amaçlı gösterileri engelleme çabası da dikkatleri çekiyor.

Almanya’nın Holokost nedeniyle duyduğu “tarihi sorumluluğu” çerçevesinde İsrail’e borcunu ödemek için daha neler yapması gerektiği bilinmiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir